10 Nisan 2014 Perşembe

BİYOETİK

BİLİM İÇİN ÇALIŞAN İNSANLARDAN;

         İNSAN İÇİN BİLİM


Yunanca 'yaşam' anlamına gelen bios ile 'davranış' anlamına gelen ethos kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş olan biyoetik, bir kavram olarak, tıp ve biyoloji başta olmak üzere teknolojik gelişmelerin sonuçlarının kapsamlı olarak incelendiği bir etik alanıdır. ''canlı etiği'' olarak da bilinen uygulamalı etiğin somut koludur ve ''etik'' kavramının tüm insanlarım hayatında somut bir kavram olarak da yer edinmesini sağlamaktadır. Biyoetik somut kavramları yani somut gelecekle ilgili tartışmaların felsefe gibi insanın yaratılış gayesini ve davranışlarını derinlemesine inceleyen bir bilim dalıyla kesişiminden dolayı bu bilim dalının somut dünyadaki dokunuşu olarak da geniş bir kapsama sahiptir.



Gelişen teknolojiyle birlikte ortaya çıkan veya çıkması muhtemel alışılmadık durumlar, biyoloji gibi canlıyı sadece bir nesne olarak görmeyip onun davranışlarını da inceleyen bir bilim dalı için oldukça önemlidir. Sonuçları sadece insanları değil toplumsal yaşamı ve ahlakı hatta politikayı bile etkileyebilecek bilimsel gelişmeler olmaktadır. Bu özelliğiyle tıp etiğinden ayrılan biyoetik, başta uzmanlar olmak üzere tüm insanları etkileyen ve ciddi tartışma konuları yaratan bir kavramdır. 2000' li yılların başlamasıyla altın çağlarını yaşadığını söyleyebileceğimiz bilim her alanda hızlı bir şekilde gelişimini sürdürmektedir ve bu alanların en başında bulunan canlı bilimleri başlığı altında olan moleküler biyoloji, biyomühendislik ve biyoteknoloji alanlarındaki gelişmelere her gün bir yenisi eklenmektedir. Özellikle biyoteknoloji, sadece tanımını bilen biri için bile ''sınırları olmayan bilim'' olarak nitelendirilebilirken, bilimsel çalışmalarda unutulmaması gereken SINIRLAR belli ölçülerde yasalaşmalı mı sorusuna her mantıklı insanın olumlu cevap vereceği bir sorudur.

Biyoetik, genetik harmonizasyonun korunması, ilaç üretimi ve yeni ilaçların geliştirilmesi konularını kapsayan ilaç sanayi, klonlama, öjeni, ötenazi, yapay üreme, kürtaj gibi toplum düzenini derinden sarsması muhtemel konular, insan deneyleri, gen teknolojisi başlığı altında incelenebilecek mutasyon deneyleri, tüp bebekte cinsiyet seçimi, yapay organlar hatta doğum ve ölüm gibi çok daha hassas konuları içeren geniş kapsamlı bir bilimdir. Bu derece hassas ve toplumsal düzeni etkileyecek konular söz konusuyken biyoetik tartışmalarının sadece belli bir kesimin kararlarına bırakılması söz konusu bile olamaz. Tüm insanların bir empati zinciri oluşturarak üzerinde düşünmeleri gereken konuları kapsayan bu etik alanı ''ortak'' çıkarlar göz önüne alınarak belli yasaların konulmasını gerekli kılmıştır.



İnsan Genomu ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” 11 Kasım 1997 tarihinde UNESCO Genel Konferansı ve 9 Aralık 1998’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir. UNESCO Genel Konferansı 16 Ekim 2003 de ise “İnsan Genetik Verileri Uluslararası Bildirgesi”ni kabul etmiştir. Bu iki önemli uluslararası belgede, genetik ayrımcılığın yasaklanması, genetik verilerin gizliliği, bu verilerin toplanma, kullanım ve saklanmasına ilişkin prosedürlerin saydam ve etik kurallara uygun olması, genetik verilerin toplanması ve genoma ilişkin araştırma, tanı ve tedavilerin ancak kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile mümkün olması, insan genomunun doğal durumunda parasal kazanç konusu yapılmaması, üremeye yönelik insan klonlanması gibi insan onuruna aykırı uygulamaların yasaklanması, genetik konusundaki araştırmalarda uluslararası dayanışma ve uluslararası işbirliği sağlanması, genetik verilerin kullanılmasından sağlanan faydalı sonuçların ulusal ve uluslararası alanda adil bölüşümü gibi temel ilkeler ifade edilmektedir1 (Unesco, 09.04.2014).

REFERANSLAR:




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder