BİLİM İÇİN ÇALIŞAN İNSANLARDAN;
İNSAN
İÇİN BİLİM
Yunanca
'yaşam' anlamına gelen bios ile 'davranış' anlamına
gelen ethos kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş
olan biyoetik, bir kavram olarak, tıp ve biyoloji başta olmak üzere
teknolojik gelişmelerin sonuçlarının kapsamlı olarak incelendiği
bir etik alanıdır. ''canlı etiği'' olarak da bilinen uygulamalı
etiğin somut koludur ve ''etik'' kavramının tüm insanlarım
hayatında somut bir kavram olarak da yer edinmesini sağlamaktadır.
Biyoetik somut kavramları yani somut gelecekle ilgili tartışmaların
felsefe gibi insanın yaratılış gayesini ve davranışlarını
derinlemesine inceleyen bir bilim dalıyla kesişiminden dolayı bu
bilim dalının somut dünyadaki dokunuşu olarak da geniş bir
kapsama sahiptir.
Gelişen
teknolojiyle birlikte ortaya çıkan veya çıkması muhtemel
alışılmadık durumlar, biyoloji gibi canlıyı sadece bir nesne
olarak görmeyip onun davranışlarını da inceleyen bir bilim dalı
için oldukça önemlidir. Sonuçları sadece insanları değil
toplumsal yaşamı ve ahlakı hatta politikayı bile etkileyebilecek
bilimsel gelişmeler olmaktadır. Bu özelliğiyle tıp etiğinden
ayrılan biyoetik, başta uzmanlar olmak üzere tüm insanları
etkileyen ve ciddi tartışma konuları yaratan bir kavramdır.
2000' li yılların başlamasıyla altın çağlarını yaşadığını
söyleyebileceğimiz bilim her alanda hızlı bir şekilde gelişimini
sürdürmektedir ve bu alanların en başında bulunan canlı
bilimleri başlığı altında olan moleküler biyoloji,
biyomühendislik ve biyoteknoloji alanlarındaki gelişmelere her gün
bir yenisi eklenmektedir. Özellikle biyoteknoloji, sadece tanımını
bilen biri için bile ''sınırları olmayan bilim'' olarak
nitelendirilebilirken, bilimsel çalışmalarda unutulmaması gereken
SINIRLAR belli ölçülerde yasalaşmalı mı sorusuna her mantıklı
insanın olumlu cevap vereceği bir sorudur.
Biyoetik,
genetik harmonizasyonun korunması, ilaç üretimi ve yeni ilaçların
geliştirilmesi konularını kapsayan ilaç sanayi, klonlama, öjeni,
ötenazi, yapay üreme, kürtaj gibi toplum düzenini derinden
sarsması muhtemel konular, insan deneyleri, gen teknolojisi başlığı
altında incelenebilecek mutasyon deneyleri, tüp bebekte cinsiyet
seçimi, yapay organlar hatta doğum ve ölüm gibi çok daha hassas
konuları içeren geniş kapsamlı bir bilimdir. Bu derece hassas
ve toplumsal düzeni etkileyecek konular söz konusuyken biyoetik
tartışmalarının sadece belli bir kesimin kararlarına bırakılması
söz konusu bile olamaz. Tüm insanların bir empati zinciri
oluşturarak üzerinde düşünmeleri gereken konuları kapsayan bu
etik alanı ''ortak'' çıkarlar göz önüne alınarak belli
yasaların konulmasını gerekli kılmıştır.
“İnsan
Genomu ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” 11 Kasım 1997
tarihinde UNESCO Genel Konferansı ve 9 Aralık 1998’de Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir. UNESCO Genel
Konferansı 16 Ekim 2003 de ise “İnsan Genetik Verileri
Uluslararası Bildirgesi”ni kabul etmiştir. Bu iki önemli
uluslararası belgede, genetik ayrımcılığın yasaklanması,
genetik verilerin gizliliği, bu verilerin toplanma, kullanım ve
saklanmasına ilişkin prosedürlerin saydam ve etik kurallara uygun
olması, genetik verilerin toplanması ve genoma ilişkin araştırma,
tanı ve tedavilerin ancak kişinin özgür ve aydınlatılmış
onamı ile mümkün olması, insan genomunun doğal durumunda parasal
kazanç konusu yapılmaması, üremeye yönelik insan klonlanması
gibi insan onuruna aykırı uygulamaların yasaklanması, genetik
konusundaki araştırmalarda uluslararası dayanışma ve
uluslararası işbirliği sağlanması, genetik verilerin
kullanılmasından sağlanan faydalı sonuçların ulusal ve
uluslararası alanda adil bölüşümü gibi temel ilkeler ifade
edilmektedir1
(Unesco,
09.04.2014).
REFERANSLAR:
- http://www.bioethicsanddisability.org/ (08.04.2014)
- http://en.wikipedia.org/wiki/Bioethics (08.04.2014)
- http://2009.igem.org/Team:IBB_Pune/BIOETHICS (09.04.2014)
- 1. http://www.unesco.org.tr/?page=10:89:4:english (09.04.2014)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder